Momentan sind 15 Einträge auf 2 Seiten vorhanden. Dieses ist die Seite 1 von 2 mit den Einträgen 2 bis 11.
<
1 2 >
Ali Rıza Uğurlu schrieb am 26.12.2014 um 21:34: |
12,Uluslararası Arguvan Türkü Festivali Tarih Belli Oldu// |
|
|
12, Uluslararası Arguvan Türkü Festival’’nin Tarihi Belli oldu//
26 Aralık 2014 Sabah saat 9.30 da, ‘’Sayın Arguvan Beld. Başkanımızın çok sayıda davetliye Anatoli Otel de ikram ettiği kahvaltı sonu, Sayın Beld. Başk. M. KIZILTAŞ, tarafından 12, yapılacak olan Festival tarihi (25-26 - 2015 Temmuz) olarak açıklandı.. Sayın. CHP Genel Başk. Yardımcısı Malatya MV Veli AĞBABA Ve CHP Malatya İl Başk. Sayın Enver KİRAZ’ın da hazır bulunduğu toplantıda, S. AĞBABA Ve İstanbul dan gelen Vakıf Başkanı ‘’Sayın Hasan AYDIN nın da konuşmaları sonunda, bazı sorulara yanıtla da ‘’bu önemli günün tarihi duyurulmuş oldu.
Saygılarımla..
|
|
|
|
, keine Homepage |
Ali Rıza Uğurlu schrieb am 25.12.2014 um 20:09: |
2014 e 4 Adım Kala/ |
|
|
2014 E DÖRT ADIM KALA //
Aslında yılı yıl boyu tüm oldu bittilerle suçlamak yerine, dünya halklarının uykusunu kaçıran sistem ve sahiplerini ‘’yılla birlikte arkalarından teneke çalıp taşlayarak uzaklaştırmak gerek.. Savaşlar la cana kıyıp yuva dağıtma karşılığı, şişirdikleri cüzdanlarıyla 2015 i yeni bir yıl deyip kutlamaya hazırlıklar çoktandır başlamış olmalı.. (Oteller kokteyller çalıp çırptıkları haram zehir zıkkımlarla falan.. Elbette ki, kurup kolluk güçleriyle de korudukları ‘’çağın yüz karası sistemlerinde, İnsan hakkı gasp kazançlarıyla, her gün bayram ve seyranda oldukları gibi, yeni yılı da kendilerine göre düşündü ve o hayallerle de karşılayacaklar.. Yetmezmiş gibi, takvime konan bu gibi günlerde, sistemlerine omuz veren onca yalakalarında ‘’yüzüne sırıtarak kalleşçe el sıkıp, ‘’yılın kutlu olsun hayırlı yıllara diyebilecekler.. Şöyle ki, İnsan kanıyla karıp karıştırdıkları, güneşten kopup gelen bu yarı yuvarlağın üstünde, bir ot köküne bile değip dolaşmadan yaşamını renklendiren ‘’arsız ve ahlaksız iki ayaklılar, umarım 2015 yılı sizlerin değil, ‘’sefil aç işsiz yurtsuz bıraktığınız ‘’candaş yoldaşların yılı olacaktır.. Böyleyken, ‘’özünde insan ruhu taşıyan siz ‘’tüm dünya yandaşlarımızın yılı olması dileğimle, 2015 e ‘’hoş geldi sefalar getirdiniz, buyursunlar diyerek kutluyorum.. Hey gidi mutlular çok avratlılar denizde de yatlılar paralılar palavracılar
Size ne mutsuz dan Size ne ki umutsuz dan
Size ne aç yatmış uyumamıştan Size ne ki.. Düzenin ipi elinizde o yana da, bu yana da
-Ali Rıza UĞURLU-
|
|
|
|
, keine Homepage |
Ali Rıza Uğurlu schrieb am 23.12.2014 um 11:04: |
Abdal Musa Hz. Hayatı |
|
|
HER YIL LOKMASI PİŞİRİLİP PAYLAŞILA N ABDAL MUSA SULTAN HAZRETLERİ Ve HAYATI//
Anadolu’’nun ulu ve ünlü erenlerinden ve ermişlerinden olan ‘’Abdal Musa Sultan’’ aynı zamanda ünlü bir ozan ve düşünür olduğu da bilinmektedir… Aslen Horasan lı Azerbaycan’’ın Hoy kasabasına gelmiş ve bir süre orada yaşamış olduğundan ‘’Hoy’’lu’’ olarak da tanınmıştır.. Hacı .Bektaş Veli’’nin amcası Haydar Ata’’nın torunu Hasan Gazi’’nin oğlu olarak bilinmektedir… Kaygusuz Abdal Menkıbesine göre ‘’Köse Musa’’ adıyla da anılır. Abdal Musa Sultan Horasan erenlerinden ve Hz. Peygamber soyundan olduğu gibi 13 ve 14 yy da yaşadığı ve Osmanlıların Bursa’’yı fethi yıllarında Orhan Beyin askerleriyle savaşlara katıldığı ve büyük yararlıklar sağladığı bazı kaynaklarda görülmektedir.. Abdal Musa Sultan’’ı Hacı Bektaş Veli’’nin önde gelen halifelerindendi denmekte.. Payesi sultanlık mertebesi Abdallık.. Pir evindeki hizmet postu ise, ‘’ayakçı postudur.. Bu post Bektaşi tarikatındaki on iki postan on birincisi olup diğer adı ‘’Abdal Musa Sultan postu’’dur.. Bazı kaynaklarda da Hacı Bektaş Velinin vefatından sonra posta oturan ilk ‘’postu nişan olarak okunmaktadır.. Elmalı Tekke köyündeki dergahı ilk Bektaşilerin dört büyük ‘’Asitanesi Bektaşiyen’’ dan biridir.. Ancak Anadolu’’nun inanç coğrafyasında seçkin bir yeri etkin gücü olan Abdal Musa Sultan adına daha bir çok yerde makam ve mezarlar yapılmıştır…Bir çok yazar ve araştırmacı Abdal Musa Sultan’ı konu alan araştırmalar yapmışlardır, bazılarına göre, Abdal Musa Sultan Bursa fethine katıldıktan sonra ‘’Manisa, Aydın ve Denizli yöresinde bulunmuş, daha sonra da Türkmen ve yörüklerin yoğun bulunduğu ‘’Elmalı da tekkesini kurmuş.. Ayrıca Denizli de yatan ‘’büyük yatağan Baba’’dan esinlendiği de denmektedir.. Abdal Musa Sultan Elmalı yöresinde kurduğu tekkesinde sayısız kişiler irşad etmiş ‘’yetiştirmiş’’ ve bunlar arasında büyük ozanlar da yetişmiştir.. Bunların en üstünü de Alevi Bektaşi edebiyatın abidelerinden sayılan ‘’Kaygusuz Abdal’’dır.. Onunla ilgili olarak Abdal Musa Sultan velayetnamesinde konu edilen söylenceler şöyledir.. Alaiye beyinin oğlu Gaybi, Abdal Musa Sultan’’a derviş olup Kaygusuz adını alınca , babası oğlunu kurtarmak ister. Tekke Beyi’’nin yardımını talep eder. Tekke Beyi de Kılağılı ‘’İsa adlı pehlivan yiğidini Abdal Musa’’nin tekkesine yollar, İsa dergaha varır ve kapıya gelince . Çağırın bana Abdal Musa’yı diye gürler, ancak atı ürker ve İsa’’yı sırtından atar sürükleyerek parçalar.. Tekke beyi bu olaya çok sinirlenir ve ordusuyla harekete geçer.. Abdal Musa Sultan’’ı yakmak için öbek öbek otlar yığılır, Ateşler tutuşturulur. Abdal Musa Sultanı da üç yüz atlı mürüdi ile semah ederek yola koyulur.. Bu öyle bir geliş ki onlarla birlikte dağlar, ağaçlar, kayalar da beraber yürür. Dervişler gülbenk ler çeker girer. Ateş onları yakmaz onlar ateşi söndürürler.. Bu manzarayı gören Kaygusuz un babası duruma hayranlıkla bakar, Abdal Musa’’nın ellerini öper ve geriye döner.. Kaygusuz bu dergahta kırk yıl hizmet eder.. Abdal Musa Sultan’’ın kerametleri, kendi adı verilen Velayetname de de anlatılır.. Abdal Musa Sultan Velayetnamesi günümüz Türkçesi ile ‘’Ali Adil Atalay, tarafından beşinci kez olarak yayınlanmıştır Kerametlerinden bir de şöyle: Abdal Musa Sultam, bir pamuk içine kor halinde bir ateş parçasını Geyikli babaya gönderir. Geyikli Baba da ona bir bakraç geyik sütü gönderir.. Rivayetler dışında ‘’Şair, düşünür, Horasan Abdal Musa Sultan’’ın keramet ve erdemleri yedi yüz yıldan bu yana dillerde söylenir.. Antalya Elmalı ilçesine bağlı Tekke Köyünde ki tekkesi ‘’ 14, yy. da Selçuklu Mimarisi örneğinde yapılmıştır.. Tekke hakkında en önemli bilgiyi ‘’17, yy. da orayı ziyaret eden ünlü gezgin ‘’Evliya Çelebi, seyahatnamesinde vermiştir.. Bilgilere göre Tekkenin Kubbesindeki altın alem beş saatlik yerden görülüyormuş. Abdal Musa Sandukası ucunda seyit olduğunu gösteren yeşil imamesi durur.. Tekkenin etrafında bağ ve bahçeleri uzanır.. Misafir haneler, kiler, mutfak meydanlar gibi bir çok ek binalar bulunmaktadır.. Mutfakta kırk derviş hizmet eder. Meydanın dışında ayrıca büyük bir misafir hane bulunur ki üstü konak altı ise iki yüz at alacak kadar büyük bir ahırdır.. Misafir hiç eksik olmaz.. Tekke yapıldığı günden beri mutfağında hiç ateş sönmemiştir.. Tekkenin çok zengin vakıflarından söz edilir, on binden fazla koyunu, bin camızı, binlerce devesi ve yedi değirmeni ve daha bir çok varlığı ile üç yüz elli yıl önceki Abdal Musa Sultan Tekkesinin çok büyük zenginliklere sahip bir kurum olduğunu belirtir Evliya Çelebli.. Yeni Çeri Ocağının kaldırılmasından sonra dağıtılan tekkeler arasında Abdal Musa Sultan Tekkesi de nasibini alır.. 1829 da hükümetçe gönderilen memurlar tarafından dergahta mevcut eşyalar ve binlerce canlı hayvan satılıp defteri İstanbul’’a gönderilir.. Bu hal tekkelerin 1925 de kapanmasına kadar yaşanmıştır.. Değişik dönemlerde onarım gören tekke zaman içinde yıkılmış Günümüzde ise sadece Abdal Musa Sultan tekkesi kalmış ve tekke her yılın Haziran ortalarında ziyaret edilmektedir… Türbede Abdal Musa ‘’Annesi, Babası, kız kardeşi ile Kaygusuz Abdalın kabirleri bulunmaktadır.. Derleme. Yazar Şair, ‘’Ali Rıza UĞURLU’’
|
|
|
|
, keine Homepage |
Ugurlu Ali Rıza schrieb am 18.12.2014 um 20:38: |
K. MARAŞ KATLİAMI// |
|
|
K: MARAŞ KATLİAMININ 36 CI YIL I //
Tarihin Faşist örgütlenme yılı olan ‘’1978 K. Maraş katillerine, henüz ettiklerinin tam olarak hesabı sorulamamıştır.. Hiçbir canlıya reva görülemeyen katliam o günün Alevi canlara uygulandı, faillerinden isim değiştirterek TBMM ne vekil olarak alıp besledikleri de oldu.. Öyleyken, Osmanlı da olduğu gibi Cumhuriyet döneminde de, değişmeyen o faşist ‘’hak ve hukuksuzluğa sırtı dönük sistemciler, sistemin piç kara katırından bir türlü indirilemediler.. Emevi ler, Abbasi ler, Selçuklu lar, Osmanlı lar da da, olduğu gibi ‘’ Dersim, Elbistan, K. Maraş, Gazi ve Çorum da, Malatya, Sivas, Gezi okul ve sokaklarda, çağdaş aydın Alevi katledildi.. Ne ayıp ki, bu ara dönemin M C. ler de söz sahibi olan ‘’ Silo Demirel ve ortaklarından bazılarına, rahmet bazılarını da, ‘’sistemlerinin kuralı gereği’’ uzun ömür gibi dualarla mükafatlandırıldılar… Bildik bileli, İktidar olan her siyasi parti, ‘’ devamına omuz verdikleri ’’ faşist sistemlerin de‘’ Alevi katlettirdiler ve muhalefette kalıp iktidar olmak isteyenler, 25 Milyon alevi oylarına sadece ‘’Alevi ci’’ gözüyle göründüler.. Tüm bunlara rağmen, İnsancıl bir düzen için, onlara karşı seslerini yükselten güzel canlarımız ‘’siz haklısınız ve kazanan da mutlak ve muhakkak sonunda siz olacaksınız,.. O zaman üstü kapatılmak istenen, suç unsurlu her dava açılacak ve suçlular da sizlere hesap vermek durumunda kalacaklar dır...
Saygılarımla.
|
|
|
|
, keine Homepage |
Ali Rıza UĞURLU schrieb am 17.12.2014 um 09:01: |
ŞİİR |
|
|
SAPMA GAFİL BAK ÜLKEMDE AYDIN VAR//
Zifiri kapkara, karanlıklara Sapma gafil, bak ülkemde aydın var Seni yutar, ayıbınla vebalin Kanma gafil, bak ülkemde aydın var
Biz yaktık ışığı, karartamazsın Yolumuz çağdaşlık, daraltamazsın Aşıp batan günü, durduramazsın Şaşma gafil, bak ülkemde aydın var
Düşün bir kez, aşsız işsiz gezeni Oku önce, doğru dürüst diyeni Kim kur dedi sana, şerli düzeni Dalma gafil, bak ülkemde aydın var
Bu dünyamı, karanlığa sokaman Ters tekmeyle, laikliği yıkaman Cehillerle, bu çomağı yudaman Çatma gafil, bak ülkemde aydın var
Gün gelir ki, güneş bir başka doğar Bağ da güller açar, bülbüller konar İnsan olan insan, insanım sanar Uyma gafil, bak ülkemde aydın var
Ayak adım gittin, hedef bellidir Senin ile yola, düşen delidir Gittiğin yer, cehaletin çölüdür Koşma gafil, bak ülkemde aydın var
Ali Rıza’m der ki, sataşamazsın Saç örtüp sakalla, yarışamazsın Böyle bu çağ ile, barışamazsın Coşma gafil, bak ülkemde aydın var
05.02.08
|
|
|
|
Keine eMail, keine Homepage |
Ali Rıza UĞURLU schrieb am 07.12.2014 um 09:52: |
Şiir |
|
|
HEY GİDİ MUTLULAR//
Hey gidi mutlular çok avratlılar.
Mutlular denizde de yatlılar paralılar palavracılar
Size ne mutsuz dan Size ne ki umutsuz dan Size ne aç yatmış uyumamıştan
Size ne ki,
|
|
|
|
, Homepage |
Ali Rıza UĞURLU schrieb am 17.11.2012 um 22:11: |
İTİRAFCI KATİLEDE Mİ SORGU YOK |
|
|
İTİRAFÇI KATİLEDE Mİ SORGU YOK
Yüz bine yakın Alevi katili olarak tarihe bir çamup gibi yapışan Yavuz’’dan sora ‘’en büyük Alevi katili benim’’ diyerek 30 yıldır ortalarda dolaşan itirafçı ‘’Refet Küçüktiryaki’’ye ) de mi sorgu yolu kapalı kalacak? Kerbela dan günümüze dek ‘’Alevi Ve Bektaşilerin acılarına acı katılan, 70 - 80, yıllarda ‘’40 Bin Alevi ye kan kusturdum’’ diyen birileri dedelerimizin kanıyla kazanılmış bu topraklar üzerinde, övünerek bugüne dek gezebilmiş.. Ben şahsıma, ‘’Adalet Bakanı ve Cumhuriyet savcılarına ’’bu insan katili hakkında bir şeyler yapılsın denmesine gerek var mıdır demiyorum.? Çünkü, bu ülke kurumları olan bir ‘’hukuk devletidir durmadan söyleniyor ya.. Ancak, bu vicdanı kirli adama arka çıkacak birileri varsa, onlar da ‘’Yavuz Selim ve Refet Küçüktiryaki gibi, ‘’Haz. Muhammed e düşman ve torunlarının katilleri olarak ‘’Yezit yaşar Mervan olarak da geberir giderler.. Sorumuz var; 70 ve 80 li yıllarda işlenen onca cinayetlerin arkalarında kimler vardı da?, o cinayetlerin adı ‘’faili meçhul’’ cinayetler olarak bekletilip kaldı? Tüm konularda ve her zaman, ‘’Devletin kolu uzundur dendi durdu, amma o katiller kolun uzanamayacağı hangi cehennem de gizlendi de, yıllardır o kol oralara uzanamadı? Madem öyle, itirafçı bu katil R. Küçüktiryaki için o kadar uzun bir kola hiçte gerek yok, ‘’40 Bin alevi ye kan kusturduğunu hiçte icap etmeden bizzat ağzıyla ifade etmiştir bile… Eğer Bu Ülke’ adalet dağıtılan bir hukuk ülkesi ise, ‘’suç ortaklarımda var diyebilen ‘’itirafçı katil hakkında S. MV: Veli AĞBABA suç duyurusunda bulunduğunu söyledi.. Şimdiyse, savcı ve hakimlerin yargıyı işletip vicdanı kanaatleri ile o ‘’insan katilini’’ sorgulayıp gerekeni yapacaklar mıdır, beklenmektedir.?. Kabul gören o ki, ‘’80. Cunta anayasasının ilkel çağ dışı bir anayasa olarak parlamentoda gündeme alınma çabaları sürerken, kamunun da gündemine oturmuş konuşulduğu şu günlerde, ‘’12 Eylül 80 de (Refet Küşüktiryaki’’nin) itiraflarıyla anlaşılan o ki, ülke genelinde insan kasaplığının yapıldığı o günler varya, o günlerin hesabı sorulmadı, yada sorulacak mı dersiniz?
Her zaman tekrarladığımız bir dünya görüşümüz var, birileri inanır yada inanmaya bilir, inanan insanlar, nasıl ve ne gibi inanıp ibadet etmesi konusunda, ‘’Yaratıcı Yüce Tavan Hazretlerine karşı sorumlu iken, ülkeyi yöneten siyasi iktidarlar ve onun bürokratlarına mı sorulması lazım?, onlar mı o konuda karar verecek ‘’hey gidi hey, uzay çağının aydın güzel insanları dilinizi mi yuttunuz?
‘’Eyvah, 40 bin Alevi yurttaşa kan kusturdum’’’ diyebilen birileri de ‘’üst düzey bir devlet adamı olabiliyormuş, hele de ‘’M. Kemal Atatürk’ün ‘’Yurtta sulh Cihanda sulh’’ dediği bu güzel cennet ülkemizde.. Saygılarımla.
|
|
|
|
, Homepage |
Deniz Ugurlu schrieb am 26.01.2008 um 13:43: |
Schüler |
|
|
Dede biz bugün size geliyoruz. Seni cok seviyorum dede. Internet sayfan cok güzel olmus
Öpüyorum |
|
|
|
Keine eMail, keine Homepage |
Zeynel Alp schrieb am 22.12.2006 um 21:02: |
Erhan Yilmaz sorusuna cevap |
|
|
Dervis M. Sivas Anzahar da Sah Sultan. Arguvan Bozan Köyünde Ahmet Asiki Kayseri Felahiye Acirli köyünde |
|
|
|
, keine Homepage |
Ali İhsanÖZTÜRK schrieb am 26.10.2006 um 13:11: |
|
|
|
Selam Ali Rıza Bey, çoktan beri sitenizin varlığını duymuştum. Ama bir türlü kısmet olmamıştı. Belki de sizinle hemen hemen her gün görüşmemizin etkisi olmalı ki bu güne kısmet oldu. Her şey çok güzel olmuş, elinize,dilinize ve yüreğinize sağlık. Zaten sizi tanıdığım kadarıyla ana prensibiniz ELİNE ,BELİNE VE DİLİNE SAHİP OL özdeyişini taşıdığınızı biliyorum. Selam ve saygılarımı sunuyorum. Her şey gönlünüze göre olsun. |
|
|
|
, keine Homepage |
<
1 2 >
|